10 Soruda Uluslararası Yaptırımların Türkiye’deki Şirketlere ve Türk Yatırımcılara Etkisi
Soru 1: ABD ya da herhangi bir ülkenin Türkiye dışındaki ülkeler için uyguladığı yaptırımlar Türkiye’deki şirketleri ve Türk yatırımcıları etkiler mi?
Evet. Uluslararası yaptırımlardaki ana amaç yaptırım uygulanan ülkeler ya da kurum ve kişiler ile herhangi bir ticari faaliyete girilmesini önlemektir.
İran’a İlişkin Uluslararası Yaptırımlar ve Türkiye’deki Olası Etkisi
İran İslam Cumhuriyeti’ne uygulanan yaptırımlar, ilk defa 14 Kasım 1979’da Tahran’daki Amerikan Büyükelçiliği’ne yapılan baskın ve rehine krizi ardından ABD tarafından çıkarılan bir Yürütme Emri (Executive Order 12170) ile başlamıştır. O günden bu yana, ABD bu konuda çok sayıda Yürütme Emri yayımlamış ve İran yaptırımlarıyla ilgili çeşitli yasalar çıkararak yaptırımların kapsamını genişletmiştir.
İleti Yönetim Sistemine Kayıt Süresi
6563 Sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamındaki hizmet sağlayıcıların ticari elektronik ileti gönderebilmeleri için İleti Yönetim Sistemi’ne 1 Aralık 2020 tarihine kadar kaydolmaları gerekmektedir.
Hindistan’da Kamu İhale Sistemi ve Türk Yatırımcılar İçin Fırsatlar
Dünyada en hızlı büyüyen ekonomilerden birine sahip olan Hindistan, halen keşfedilmemiş önemli bir potansiyele sahiptir. Özellikle son yıllarda yabancı yatırımcılar Hindistan pazarı üzerinde, Hindistan’ın sağladığı geniş erişim imkânı sayesinde ciddi avantajlar elde etmektedirler. Son 12 aya baktığımızda, ekonomik görünüm kötüleşse de Consensus Forecast, 2020’deki kötü duruma rağmen gayri safi yurt içi hasılada olumlu bir büyüme beklemektedir. Bu durum COVID-19’dan kaynaklı olan dalgalanmaların sonsuza kadar kalmayacağını göstermektedir. Türkiye’nin kilit aktörlerden biri olabileceği ve Hindistan’ın tüm dünyaya sunduğu pastadan payını alabileceği yönündeki görüşten yola çıkarak; iki ülke arasındaki ticari ilişkiler ve yatırım ilişkileri ile birlikte Hindistan’daki kamu ihale sistemi, avantajları ve dezavantajları ile bu makale kapsamında ele alınmıştır.
Anayasa Mahkemesi Şirket E-Postalarının Okunmasını Hak İhlali Olarak Kabul Etti!
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2009/447 esas numaralı ve 2010/37516 karar numaralı, 13.12.2010 tarihli emsal kararında işverenin kendisine ait bilgisayar ve e-posta adresleri ile bu adreslere gelen e-postaları her zaman denetleme yetkisinin bulunduğu ve bu e-posta içerisindeki yazışmalarda bulunan delillerin kendisi için haklı fesih nedeni oluşturabileceği belirtilmişti.
Bankalarca Kullanılacak Uzaktan Kimlik Tespiti Yöntemlerine İlişkin Tebliğ Taslağı’nın Getirdiği Yenilikler
Günümüz dünyasında teknolojinin sürekli bir değişim ve gelişim halinde oluşu, hayat kolaylaştıran birtakım uygulamalara öncülük etmektedir. Eskiden bilfiil ve bedenen yapılması gereken pek çok uygulama ve hukuki işlem, bugün teknolojik gelişmeler sayesinde mesafeli şekilde de yapılabilmeye başlanmıştır. Bu konudaki en güncel örnek Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (“BDDK”) yayımlamayı planladığı Bankalarca Kullanılacak Uzaktan Kimlik Tespiti Yöntemlerine İlişkin Tebliğ’in öngördüğü usullerle uygulanmaya başlayacak olan yeni uzaktan kimlik tespiti yöntemidir. Bu yazıda yakın zamanda yayımlanması öngörülen tebliğin yeni yayımlanmış olan taslak metninin incelemesi yapılacaktır.
Peki Verbis’e Kayıt Yükümlülüğünde Şimdi Son Durum Nedir?
VERBİS’e öncelikli olarak kayıt yaptırması gereken veri sorumluları (i) yıllık çalışan sayısı 50’den çok veya (ii) yıllık mali bilanço toplamı 25 milyon TL’den çok olan veri sorumlularıdır.
Konkordato İlan Edilen İşyerlerinde Ücret Alacaklarını Alamayan İşçilerin Yararlanabilecekleri Fon: Ücret Garanti Fonu
28.02.2018 tarihinde 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (“İİK”) 285.maddesine getirilen düzenleme ile günümüzde sıkça duyduğumuz “Konkordato” hukuk düzeni içerisinde yer bulmuştur. Peki, konkordato hangi hallerde talep edilebilir?
Alt İşveren İlişkisinin Mevcut Olduğu Hallerde Dava Şartı Arabuluculuk Görüşmelerine Kim/Kimler Katılmalıdır?
7936 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olacağı düzenlenmektedir. Dava şartı olarak karşımıza çıkan zorunlu arabuluculuğun tarafları şüphesiz işçi ve işveren olacaktır. Peki işveren tarafında tek değil iki aktör yer alıyorsa ve alt işveren-asıl işveren ilişkisi mevcutsa, arabuluculuk görüşmesine hangisi katılmak zorundadır?
Arabuluculuk Yolu İle Çözüme Kavuşturulacak Uyuşmazlık Konuları Artıyor!
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’u (‘’HUAK’’) ; üzerinde serbestçe tasarruf edilebilecek özel hukuk uyuşmazlıklarında, yabancılık unsuru taşıyanlar da dahil olmak üzere arabuluculuk yoluyla çözüme kavuşturulabilmesinin mümkün olduğu düzenlemiştir. Bu bağlamda ; önce İş Hukuk’u uyuşmazlıkları ; sonrasında 01.01.2019 tarihi itibariyle Ticaret Hukuku’ndan doğan uyuşmazlıklarda arabuluculuk dava şartı haline gelmiştir.
Yargıtay, Bankaların “Karşılıksızdır” İşlemi Yapmak Zorunda Olduğuna ve “Karşılıksızdır” İşlemi Yapılmayan Çekler İçin Ceza Verilemeyeceği Hükmetti
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda sayılan (“TTK”) kambiyo senetlerinden poliçe ve bono ile çeki ayıran en önemli husus, 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 5. maddesinde çekle ilgili karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verilmesinin bir suç olarak düzenlenmiş olması ve bu suçun adli para cezası ve hapis cezasına varan yaptırımlara bağlanmasıdır. Buna karşın, banka tarafından çeşitli gerekçelerle “karşılıksızdır” işlemi yapılmaması halinde suçun failine ceza verilip verilemeyeceği hususunda, T.C. Bölge Adliye Mahkemeleri’nin muhtelif ceza daireleri tarafından farklı kararlar verilmekteydi.
COVID-19: Site/Apartman Yöneticilerinin KVKK ve Kat Mülkiyeti Kanunu Kapsamındaki (Yeni) Sorumlulukları
COVID-19 kapsamında alınan tedbirler doğrultusunda, kamu otoriteleri başta olmak üzere, ilgili veri sorumluları, virüsün izini sürmek ve yayılmasını engellemek adına farklı metotlarla kişisel veri işlemek durumuyla karşı karşıya kaldılar. Bu bağlamda, veri sorumluları tarafından; özel nitelikli kişisel veri olarak değerlendirilen sağlık bilgilerinin işlenmesi hususunun 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.