2026 Yılında Emlak Vergisine Esas Alınacak Takdir Komisyonu Kararlarına Dava Açılması
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu ile 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu uyarınca, emlak vergisine esas alınan arsa ve araziler için metrekare birim değerleri her dört yılda bir takdir komisyonlarınca belirlenmektedir.
2026 yılı itibarıyla, Vergi Usul Kanunu’nun 74 ve müteakip maddeleri uyarınca oluşturulan Takdir Komisyonları tarafından emlak vergisine esas alınacak arsa ve arazi birim metrekare değerleri belirlenmiştir. Ancak takdir komisyonları tarafından arsa ve arazi metrekare birim değerlerinde fahiş artışlar yapılmış olup gerek yöntemsel gerekse sonuç itibarıyla eleştiriye açık yönler taşımaktadır.
2026 yılı için alınan bu kararlar, emlak vergisi yanında tapu harçları, gelir vergisi, kurumlar vergisi ve veraset–intikal vergisi matrahlarının da doğrudan etkilenmesi nedeniyle geniş bir mali sonuç doğurmaktadır.
Dolayısıyla her anlamda doğuracağı mali yükümlülükleri dikkate alınarak mükellefler tarafından bu kararlara karşı dava açılması zorunluluğu gündeme gelmiştir.
- Takdir Komisyonu Kararlarına Karşı Kimler Dava Açabilir?
-Emlak vergisine tabi taşınmazın malikleri veya malik sıfatıyla vergi yükümlülüğü taşıyanlar,
-İlgili belediyeler,
-Ticaret ve sanayi odaları
takdir edilen değerlere karşı dava açabilir.
Bu nedenle, 2026 yılı için bulundukları cadde veya sokakta arsa metrekare değerinin gereğinden yüksek belirlendiğini düşünen mükellefler, komisyon tarafından alınan kararlara karşı yargı yoluna başvurabilirler.
- Takdir Komisyonu kararlarına ilişkin davalar hangi yargı mercilerinde görülür?
Takdir Komisyonu Kararları idari işlem niteliğinde olduğundan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’na göre işlemi gerçekleştiren idarenin bulunduğu yer vergi mahkemesidir.
- Dava Açma Süresi Ne Zaman Başlıyor?
Takdir komisyonu kararları kişilere doğrudan tebliğ edilmez. Kararlar ilgili belediyelere gönderilmekte ve belediye ilan panosunda ve ayrıca muhtarlıklarda ilan yoluyla duyurulmaktadır. Bu nedenle mükelleflerce emlak vergisine esas olacak arsa ve arazi birim değerinin tespitine yönelik takdir komisyonu kararlarının öğrenme tarihinden itibaren başlayacağı kabul edilmektedir.
- Dava Açma Süresi Ne Kadardır?
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu (‘’İYUK’’) 7. maddesi uyarınca idari işlemlere karşı vergi mahkemelerinde dava açma süresi 30 gündür.
Takdir komisyonu kararlarının öğrenme tarihinin saptanmasında yaşanabilecek sorunları önlemek açısından komisyon kararlarının 30 Haziran 2025 tarihine kadar yapılmış olması gerektiğinden, kural olarak 30 Haziran 2025 tarihinden itibaren 30 gün içinde (30 Temmuz akşamına kadar) davaların açılması gerektiği söylenebilecektir.
Bununla birlikte, dava açma süresinin adli tatil dönemine denk gelmesi durumunda, 08.09.2025 Pazartesi günü mesai bitimine kadar ilgili belediyeler nezdinde vergi mahkemelerinde yürütmenin durdurulması talebiyle dava açılabilecektir.
Öte yandan takdir komisyonu kararlarının daha sonra öğrenilmesi halinde en son dava açma tarihi 31.12.2025 olarak dikkate alınacağı yönünde yargı kararları da mevcuttur. Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun verdiği bir karara göre, mükellefler yıl içinde daha geç tarihte öğrenseler bile 31 Aralık 2025 tarihine kadar dava açabileceklerdir.
- Takdir Komisyonu Kararlarının Değerli Konut Vergisine (DKV) Etkisi Nedir?
2026 yılı itibarıyla, takdir komisyonları tarafından belirlenen arsa ve arazi metrekare birim değerleri, emlak vergisi matrahını doğrudan etkilediği gibi bu değerler aynı zamanda Değerli Konut Vergisi (‘’DKV’’) hesaplamasında da belirleyici rol oynamaktadır.
DKV matrahı, konutun emlak vergisi değeri ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından belirlenen değer arasında yüksek olan üzerinden hesaplanmaktadır.
2026 yılı itibarıyla komisyonlar tarafından artırılan arsa/arazi birim değerleri, doğrudan emlak vergisi değerini yükselteceğinden, konutun emlak vergisi değerinin Tapu ve Kadastro’nun belirlediği değeri geçmesi halinde Değerli Konut Vergisi matrahını yükseltecektir. Dolayısıyla takdir komisyonlarının 2026 yılı için yaptığı yüksek değer artışları, daha önce DKV ödemeyen bazı konut sahiplerini vergi kapsamına girmeleri sonucunu da doğuracaktır.